ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR!

Rehberlik

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR!

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR!

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR!!

OKUL ADAPTASYONU NEDİR? NASIL YENİLİR?

 

 Çocuğun okula hazır olması kadar sizin çocuğunuzu okul öncesi eğitim kurumuna vermeye hazır olup olmadığınız da önemlidir. Çocuğu okula gönderdiğiniz için eğer yalnızlık, çaresizlik, suçluluk, kaygı, çocuğu kaybetme korkusu ve hatta öfke gibi duygular yaşıyorsanız onlarla yüzleşin. Unutmayın! Alışamayan çocuk yoktur, alışamayan anne-baba vardır.

 

 Unutmayın ki okul öncesi eğitim kurumları sizi çocuğunuzdan ayıran değil çocuğun sağlıklı bir kişiliğe sahip olmasında birleştirici köprüler kuran yerlerdir.

 

 Çocuğumuza olan sevgimizi asla esirgemeden, yapmamız gerekenler:


•Okula göndermeyi kararlaştırırken, onu okul hakkında bilgilendirin ve hazır olmasına yardımcı olun. Gerek hazırlanma sürecinde, gerekse okula başladıktan sonra çocuğunuzla herhangi bir konuda konuşurken ayrıntılara girmemeye özen gösterin. Onunla kısa ve özlü konuşmalar yapın.

 

•Çocuğumuzu ilk günlerde, okula bırakma sırasında; bizler gibi, onun da üzülmesi için ince duygularını harekete geçirmek istercesine, ayrıntılı konuşmalar yapmamalıyız.

 

 Örneğin; “şimdi ben gidiyorum… Haydi anneyi/babayı öp. . . Bir de buradan öp. . Sakın yaramazlık etme….Yemeğini ye…Öğretmenini dinle… İyi dersler… Arkadaşlarınla iyi geçin e mi bebeğim.” Eğer dikkat edilirse çocuk, sıralanan sözleri yalnızca dinler görünmektedir. Bu durum bile sıkıntı yarattığından olsa gerek, “bana söyleyeceğin bir şey var mı?” gibi ayrıntılı konuşmalar ve uygulamalar sanki onun ağlamasını başlatmak için yapılmaktadır. Yapılması gereken ise; “Haydi beni öp, ben işime gidiyorum, iyi günler..” gibi kısa bir konuşma olmalıdır.

 

 Çocuğunuz ilk günler ve daha sonraki bırakmalar sırasında ağlayabilir. Bu ağlamalar okulunu beğenmemesi nedeniyle olmayıp, o gün anne/baba ile kalma isteğinin ağır basması ile ilgilidir. İyi bir incelemede gözünden yaş da gelmeden basılan yaygaralar duyulur. Bu durumda anne/baba kararlı olmalı ve çocuğu öğretmene teslim edip uzaklaşmalıdır. Öğretmeni onu sakinleştirecek yöntemleri bildiği için bu ağlama 5 ya da 10 dakika sonra kalmayacak, çocuk oyuna dalacaktır. Daha sonraki günlerde de onu ağlar durumda bırakmak aile bireyinin duygusallığına aykırı olsa da, bu yöntem uygulanmalıdır ki çocuk, ailesine karşı kullanmayı düşündüğü yolun geçerli olmadığını benimseyerek, okula gitmek, oyuncaklarla ve arkadaşlarıyla oynamaktan hoşlansın.

 

•Bazı çocuklar anneye çok bağımlıdır adeta onun eteğini ya da elini hiç bırakmak istemezler. Aslında bu durum, annenin çocuğa karşı aşırı bağımlılığı ile oluşmaktadır. Bu yapıdaki bir çocuğu okula başlatırken ilk birkaç gün onunla birlikte okul içinde, bulunduğu ortamda birlikte bulunulmalı ve gün içinde yavaş yavaş ondan uzaklaşma stratejileri geliştirilmelidir. İlk günkü uzaklaşma; bulunduğu yere biraz uzakta oturma, daha sonra dışarıda bir yerde oturarak onun beklendiği imajını kazandırma ( bu durumda zaman zaman canı istediğinde, gelerek anneyi görüp daha sonra giderek oyununa katılır). Birkaç gün sonra okula iyice ısındığı anlaşılınca; “ben şimdi karşıdaki marketten . . . . . . almak istiyorum. Daha sonra gelip seni alacağım.

 

 Sen oyununa devam et, ben seni alıp eve götüreceğim” gibi kısa ve öz bir söylemle ayrılma denemeleri yapılmalıdır.


•Okulla ilgili olumsuzluklar saptamışsanız bunu okul yetkilileri ile görüşmenizde yarar olacaktır. Bu saptamalarda onu okuldan almak, en son verilecek bir karar olmalıdır. Çünkü bilim adamlarının görüşüne göre çocuğun ruhsal durumuna, 2 faktör olumsuz etki yapmaktadır: Ev taşınması, okul değiştirme.

•Akşam okuldan alındıktan sonra ya da eve gidildiğinde soru bombardımanına tutmak, onun hiçbir şey anlatmamasına neden olabilir. Evine kavuşmanın sevincini yaşayan çocuğun, anne/baba ile bir şeyler yapma isteği baskın olduğu için pek konuşmak istemeyebilir. Eve gelindiğinde el-yüz yıkama ve giysi değiştirmeden sonra mutlaka en az 15-20 dakika, sevdiği oyuncakları yayarak onunla oturup oyun oynanmalıdır. Özellikle annesi ile böyle bir oyun paylaşımında bulunmak, ruhsal bakımdan anne-çocuk ilişkisini daha da güçlendirecektir.

•Çocuğunuz “okula gitmek istemiyorum” örneğinde olduğu gibi herhangi bir isteğini elde etmek için aşırı ağlıyor, yerlerde tepiniyor, kendini yere atıyorsa ya da sizlere vurmaya başlıyorsa böyle durumlarda onunla ilgilenmeyip uğraştığımız işle baş başa kalışımız ve onunla konuşmamamız, giriştiği eylemin sonuç vermemesini sağlayacaktır. Dikkat çekemeyen çocuk eylemlerini bir süre sürdürdükten sonra vazgeçecektir.

•Bazı zamanlarda çocuğun uyku sırasında, sıçradığı ve gündüz yaşadıklarıyla ilgili sözler söylediği görülür. Bu, gerçekten gündüz yaşadıkları ile ilgilidir. Paniğe kapılmadan birkaç kez başını okşayarak “bir şey yok, haydi uyu yavrum” diyerek yeniden uyuması sağlanabilir.

 Sabırla; oluşan olaylara göğüs gerip, çocuğun, yeni durumlara nasıl olsa alışacağını ve kendinde var olan güçlere güç ekleyeceğine inanmak ve ona güvenmek gerekir.

 

Sevgiyle…Unutmayın ki okul öncesi eğitim kurumları sizi çocuğunuzdan ayıran değil çocuğun sağlıklı bir kişiliğe sahip olmasında birleştirici köprüler kuran yerlerdir.


Çocuğumuza olan sevgimizi asla esirgemeden, yapmamız gerekenler:
•Okula göndermeyi kararlaştırırken, onu okul hakkında bilgilendirin ve hazır olmasına yardımcı olun.Gerek hazırlanma sürecinde, gerekse okula başladıktan sonra çocuğunuzla herhangi bir konuda konuşurken ayrıntılara girmemeye özen gösterin. Onunla kısa ve özlü konuşmalar yapın.


•Çocuğumuzu ilk günlerde, okula bırakma sırasında; bizler gibi, onun da üzülmesi için ince duygularını harekete geçirmek istercesine, ayrıntılı konuşmalar yapmamalıyız.


Örneğin; “şimdi ben gidiyorum… Haydi anneyi/babayı öp. . . Bir de buradan öp. . Sakın yaramazlık etme….Yemeğini ye…Öğretmenini dinle… İyi dersler…Arkadaşlarınla iyi geçin e mi bebeğim.” Eğer dikkat edilirse çocuk, sıralanan sözleri yalnızca dinler görünmektedir. Bu durum bile sıkıntı yarattığından olsa gerek, “bana söyleyeceğin bir şey var mı?” gibi ayrıntılı konuşmalar ve uygulamalar sanki onun ağlamasını başlatmak için yapılmaktadır. Yapılması gereken ise; “Haydi beni öp, ben işime gidiyorum, iyi günler..” gibi kısa bir konuşma olmalıdır.

DİĞER REHBERLİK HİZMETLERİ İÇİN TIKLAYINIZ